Diz vücudun en büyük eklemidir, Femur, tibia ve patella kemiklerinden oluşur. Diz ekleminde stabilite kaslar, kapsül, menisküsler ve bağlar ile sağlanır. Dizin bağları; iç ve dış yan bağlar ile ön ve arka çapraz bağlardır. Femur ve tibia arasında yer alan hilal biçimli menisküsler yük taşıma ve stabilite açısından önemlidir. Diz eklemi menteşe tipi bir eklemdir. Diz ekleminde hareketi kontrol eden en önemli kas grupları önde kuadriseps femoris ve arkada hamstring kaslarıdır.
Diz ağrısı menisküs ve bağ yaralanmaları, bursitler, tendinitler, patellofemoral bozukluklar (ön diz ağrısı), iliotibial bant sendromu, artritler, gonartroz, osteokondritis dissekans, Osgood-Schlatter hastalığı ve tümörler gibi pek çok sebeple olabilir.
Menisküsler esnek ve kolay biçim alan kıkırdak yapıdadır. Yaş ve dejeneratif değişiklikler nedeni ile sertleşerek zedelenmeye daha yatkın hale gelirler. Dizde en sık görülen yaralanmadır. Sporcular, özellikle futbol gibi kontakt sporlar yapanlar risk altındadır. Ancak her yaşta olabilir. Dizi bükerek çalışanlarda daha sık görülür. İç menisküs yırtıkları dış menisküse göre daha sık görülür. Bu durum iç menisküsün daha hareketli olması ile ilişkilidir. Dizde kitlenme yırtık bir menisküsün belirtisidir. Yırtık yaygın olduğunda içe yer değiştirerek dizde kitlenmeye neden olabilir. Ayak yerde sabit iken dizin dönmesi menisküs yaralanmasına neden olur. Menisküs ve ön çapraz bağ yaralanmaları birlikte olabilir. Ayrıntılı bir fizik muayene tanıya yadımcıdır. Kesin tanı için manyetik rezonans görüntüleme gerekebilir. Tedaviye yırtığın tipi, boyu ve konumuna göre karar verilir. Yırtık küçük ise, kilitlenmeye neden olmuyorsa cerrahi dışı tedaviler tercih edilir. Erken dönemde istirahat, buz uygulama, bandaj ve elevasyon önerilir. Ağrı ve şişlik için steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar kullanılır. Hemen ardından fizik tedavi ve egzersizlere başlanması kaslarda atrofi gelişmesini önler, şişliği azaltır ve dizin stabilitesini arttırır.
Bursa, hareketli yapılar arasında yastık görevi gören, hareketi kolaylaştıran, içinde sıvı bulunan keseciklerdir. Dizin etrafında çok sayıda bursa bulunur. Bu bursaların inflamasyonu ağrı ve şişlikle sonuçlanır. Bazı aktiviteler aşırı kullanım veya sürtünme nedeniyle bursit oluşumuna zemin hazırlar. Romatoid artrit ve gut gibi iltihaplı romatizmalarda daha sık görülür. Bakteriyel enfeksiyonlar da bursite neden olabilir. Diz ekleminde prepatellar, infrapatellar, yüzeyel ve derin infrapatellar, popliteal ve pes anserin bursitler olabilir. Dizin önünde oluşan prepatellar bursit, hizmetçi dizi olarak da adlandırılır, diz üzerinde çalışmak, sık çömelmekle oluşur. Hemen cilt altında olduğu için şişlik belirgindir. Dizin arkasında yer alan popliteal bursada şişlik Baker kisti olarak adlandırılır. Mekanik nedenler ile oluşmuş ise lokal buz uygulama, steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar, bandaj kullanılabilir. Şişlik çok belirgin ise sıvı aspire edilir ve steroid enjeksiyonu yapılır. Enfeksiyon varsa antibiyotik tedavisi önerilir.
Diz kapağından aşağı uzanan tendonun aşırı kullanım ve zorlanması nedeniyle meydana gelen Patellar tendinit genç sporcularda daha sık görülür. Diz ön kısımda ağrı nedenidir. Merdiven çıkma, koşma ve sıçrama ağrıyı arttırır. Yetersiz ısınma ve egzersiz sonrası yetersiz germe sebep olabilir. Kuadriseps kasının kasılması veya patellar tendon üzerine bası ile hassasiyet vardır. Pes anserin tendiniti dizin iç kısmında ağrıya neden olur. Dizin iç kısmına yapışan kasların (grasilis, sartorius, semitendinosus) ortak tendonunda daha çok koşucularda inflamasyon olur ve ağrı ile belirti verir. Kilolularda ve diz ekleminde kireçlenmesi olanlarda daha sık görülür. Tendinitlerin tedavisinde özellikle erken dönemde istirahat, lokal buz uygulama, steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar, bandaj kullanılabilir. Elektroterapi, lazer, ultrason gibi fizik tedavi modalitelerinden yararlanılır.
Patella dizkapağı kemiğidir, kuadriseps tendonu içinde yer alır, dizin ekstansiyonuna yardımcı olur ve dizin ön kısmını korur. Koşucularda, bisiklet kullananlarda diz kapağı arkasındaki kıkırdak ve altındaki kemiğe aşırı yük biner ve ağrıya neden olur. Merdiven inip çıkma, çömelip kalkma, diz bükülü pozisyonda uzun süre oturma belirtileri arttırır. Yapısal olarak diz kapağının dışa dönük, yarı çıkık, çıkık veya yüksekte olması yük dağılımının bozulmasına neden olur. Ön diz ağrısının sebebi kondromalazi patella, patellanın subluksasyonu veya dislokasyonu olabilir. Kondromalazi patella patolojik bir tanıdır. Patellar eklem yüzeyi kıkırdağının ve ekstansör mekanizmanın etkilendiği genç yaş grubunun hastalığıdır. Patellar öğütme testi pozitiftir. Sinema, tiyatro, uçak-otobüs yolculuğu gibi dizin uzun süreli sabit kaldığı durumlarda kişinin dizinde ağrı ve huzurluk hissetmesi tiyatro bulgusu olarak adlandırılır.
Koşucu dizi olarak adlandırılır. Dizin dış tarafında ağrı ile belirti verir. İliotibial bantın lateral femoral kondil üzerinde tekrarlayan sürtünmesi sonucu oluşur. Bisiklet, tırmanma ve kayak gibi sporlarda da benzer şekilde bantın ileri geri hareketi ile dize sürtünmesi hasara yol açar. Bandın esas görevi diz hareketini kontrol etmektir. Egzersiz yoğunluğunda veya sıklığında ani artış yapılması, dinlenme sürelerinin yetersiz olması, bandın esnek olmaması, ısınmanın yetersiz olması, basma bozuklukları ve uygun olmayan ayakkabı kullanımı ile olabilir. Muayenede diz hareketi ağrılıdır ve dizin dış kısmındaki kemik çıkıntı üzerinde basmakla hassasiyet vardır. Tedavisinde istirahat, buz uygulama, germe ve güçlendirme egzersizleri, masaj ve fizik tedavi uygulamalarının etkinliği gösterilmiştir.
Dizi tutan çok sayıda inflamatuar hastalık bulunmaktadır. Romatoid artrit en sık görülen iltihaplı romatizmadır. Primer olarak elin küçük eklemlerinde başlar ve sabah tutukluğu tipiktir. Ancak kalça ve diz gibi büyük eklemleri de tutabilir. Fizik muayenede eklemde hassasiyet, ısı artışı, kızarıklık, şişlik ve hareket kısıtlılığı tespit edilir. Laboratuvar bulguları tanıda yardımcıdır. Eklem sıvısı alınarak incelenmesi gerekebilir. Psödogut, gut, ankilozan spondilit, psöriatik artrit, Reiter sendromu gibi romatizmal hastalıklar da diz ekleminde tutulum yapabilir.
Dejeneratif artrit (kireçlenme) yaşlanmaya bağlı kıkırdak harabiyeti ve kaybı yanı sıra, başta kıkırdak ve kemik doku olmak üzere tüm eklem yapılarını etkileyen bir hastalıktır. Sonuç olarak OA’da eklemlerin normal yapısı bozulur, hareketlerde kısıtlanma ve ağrıya neden olur. Genellikle 50 yaş üzerinde belirti verir. Kadınlarda erkeklere oranla daha sıktır. Daha çok yük taşıyan eklemlerde oluşur. En sık diz ekleminde görülür. Ağrı ve yaşam kalitesinin bozulmasına, kişinin günlük aktivitelerinin zorlaşmasına neden olur. İlerlediğinde eklem hareketleri kısıtlanır. Kısa süreli sabah tutukluğu, merdiven inip çıkarken ağrı oluşur, yürüme bozulur. Tanı muayene ve röntgen bulguları ile konur. Muayene bulguları hareket sırasında ağrı, kısıtlılık, çıtırtı şeklinde sesler gelmesi, eklemde genişleme, şişlik ve şekil bozukluğudur. Röntgende eklem aralığında daralma, kıkırdak altı kemik dokularda yoğunluk artışı ve kemik kistleri, eklem kenarlarında kemik çıkıntılar görülür. Menisküs veya bağ yaralanması eşlik ediyorsa manyetik rezonans görüntüleme tanıda yardımcıdır.
En sık diz ekleminde görülür. 10-15 yaşlarında görülür. Subkondral kemiğin ve kıkırdağın bir parçasının ayrılmasıdır. Eklem içine düşerse serbest parça, eklem faresi oluşur. Dizde en sık medial femoral kondilin lateralinde görülür. Diz önünde ağrı ve aralıklı şişme olabilir. Tanı özel pozisyonda çekilen diz tünel grafileri ile konabilir. Kesin tanıda MR yardımcıdır. Spontan iyileşme şansı yüksektir. Konservatif tedavi iyileşmeye yardımcıdır. Sıçramalı sportif aktivitelere ara vermesi istenir.
Çocukluk çağında görülen diz ağrısının en sık sebebidir. 10-14 yaşlar arasında, hızlı büyüme döneminde ortaya çıkar, erkeklerde daha çok olur. Patellar tendonun yapışma yerinde ağrı ve hassasiyet olur. Dizin hemen altında şişlik olur. Tek veya çift taraflı olabilir. Ağrı hareket ile artar. Erken dönemde tedavide istirahat, buz, steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar ve bandaj uygulama önerilir, ancak ilerleme riski varsa spora ara vermesi gerekir.
Özellikle tek eklem tutulduğunda enfeksiyon akla gelmelidir. Diz septik artritin en sık tuttuğu eklemdir. Septik artritin yaşlılarda, küçük çocuklarda, hemodiyaliz hastalarında, diabeti olanlarda, kanser hastalarında, romatoid artrit, eklem protezi, geçirilmiş travma olan hastalarda görülme riski fazladır.
Diz ağrısı her yaş grubunda görülebilir, ama sebebi farklılık gösterir. Cerrahi olmayan, konservatif tedavi yaklaşımları ile ağrıyı azaltmak, eklem hareketini korumak, kasları kuvvetlendirmek, ekleme binen yükü azaltmak, fonksiyonu arttırmak, özürlülüğü azaltmak, hastalığın ilerlemesini önlemek veya yavaşlatmak hedeflenmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda fizik tedavi yöntemleri ve egzersiz ile kronik diz ağrısında çok iyi sonuçlar alındığını ve cerrahi gereksiniminin azaldığı gösterilmiştir. Tedavi seçimi ağrının şiddeti ve fonksiyonel kayıba göre değişebilir. Zayıf kasların kuvvetlendirilmesi ve kısalmış kasların gerilmesi diz eklemine binen yükü belirgin olarak azaltır.
Diz ağrısı gelişiminde belirleyici olan yaş ve genetik gibi bazı faktörlerin değiştirilmesi mümkün değildir. Ancak diğer risk faktörleri azaltılabilir. Özellikle obez hastalarda kilo vermenin yük taşıyan eklemler üzerine binen yükü ve ağrıyı belirgin şekilde azalttığı gösterilmiştir. Vücut ağrılığında her bir kilo artış, dize 4 kg olarak yansımakta, dolayısıyla diz eklem problemi olasılığı artmaktadır. Vücut ağrılığı ile kuadriseps kas kuvvetinin ters orantılı olduğu gösterilmiştir.
Eklem çevresi kasların kuvvetlendirilmesi ile dizdeki sorunun ilerlemesi yavaşlatılabilir. Kalça kaslarının zayıf olması da dize binen yükü arttırır, bu nedenle kalça çevresi kuvvetlendirilmelidir. Kuadriseps diz kontrolünde kilit bir adaledir, bu kasın özellikle iç parçasının yani vastus medialisin kuvvetlendirilmesi büyük önem taşır. Bütün gün oturarak çalışanlarda uyluk iç ve arka kasları, yani adduktor ve hamstringlerde kısalma meydana gelmektedir. Bu kaslara germe egzersizleri gerektiği unutulmamalıdır. Karın ve bel adalelerinin, yani kor adalelerin kuvvetli olması da vücudun dengesi ve bacaklara yük binmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Yağ dokusunun azaltılması için kardiyo egzersizleri yapılmalıdır. Ekleme yük bindirmemesi açısından en iyi aerobik egzersiz yüzmedir. Böylece eklem tekrarlayıcı travmalardan korunur ve aşırı zorlanması engellenmiş olur.
Ayakkabı seçiminin de diz sağlığımız için önemli olduğu unutulmamalıdır. Aşırı yüksek topuklu veya dümdüz topuksuz ayakkabılar yerine ayak arkını destekleyecek 3-4 cm yükseklikte topuklar tercih edilmelidir. Özellikle uzun yürüyüş veya ayakta durma gerektiren durumlarda ise şok abzorban tabanlı ayakkabı kullanılmalıdır.
Alçak sandalye ve koltuğa oturmak kalça ve diz eklemlerine fazla yük binmesine neden olur. Oturup kalkarken kollardan yardım alınmalı, kolçaklı ve yüksek sandalye tercih edilmelidir. Dizüstü çömelmekten ve dizleri yere dayayarak iş yapmaktan kaçınılmalı, alafranga tuvalet tercih edilmelidir. Merdiven ve yokuş diz ağrısı olanlara önerilmez, özellikle iniş sırasında dizlere aşırı yük binmektedir.
OA olan eklemlerin korunması ve desteklenmesi amacıyla yardımcı cihazlar kullanılabilir. Korse, dizlik gibi cihazların uzun süreli kullanımının eklem çevresi kaslarda zayıflığa ve eklemde hareket kısıtlılığına yol açabileceği unutulmamalı, beraberinde egzersizlerin de düzenli yapılması sağlanmalıdır. Yürüme güçlüğü olan hastalarda güvenli yürüme için baston, koltuk değneği, yürüteç gibi yardımcı cihazlar kullanılabilir. OA olan hastalarda fizik tedavi ajanları ile yapılan tedavilerle ağrı ve fonksiyonel kısıtlanma gibi belirtilerde azalma sağlanır, eklem hareket açıklığı artar, eklem çevresi kaslar kuvvetlenir. Egzersizler ağrı ve eklem tutukluğunun azalmasını, esneklik-dayanıklılık ve kas gücünün artmasını sağlayarak fonksiyonel durumu düzeltmektedir. Kuvvetlendirmek amacıyla tercih edilen izometrik egzersizler özellikle eklem hareketi olmaksızın ve ekleme yük bindirmeden kas gücünü arttıran egzersizlerdir. Aerobik ve dayanıklılık egzersizleri, kardiyovasküler zindelik, kilo kontrolü ve genel vücut fonksiyonlarında düzelmeye olumlu etkide bulunur. Yüzme ve su içi egzersizler bu hastalar için öncelikli olarak önerilen aktivitelerdir, ayrıca düşük tempolu yürüyüşlerden de yararlanılabilir.