Osteoporoz, düşük kemik kitlesi ve kemik mikroyapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının artması olarak tanımlanır. Osteoporozun önemli bir sağlık sorunu olmasının nedeni eşlik eden kırıklardır. Kadınlarda menopozdan sonra hormonal değişiklikler ile birlikte kemik kaybı hızlanır. 65 yaştan sonra risk belirgin olarak artar. Erkeklerde kemik kaybı kadınlardan yaklaşık 10 yıl sonra başlar. Erkeklerde özellikle genç yaşlarda görülen travmatik kırıklar uzun kemiklerde sıktır. Osteoporotik kırıklar ise kalça, omurga ve önkolda sıktır.
Osteoporoz ve dolayısı ile kırık riski yaşla birlikte artar. Yaş osteoporoz için tek risk faktörü değildir. Ailede özellikle annede kırık öyküsü olanlar genetik özellikler nedeniyle risk grubuna girer. Bunlar dışında erken menopoz, zayıf, ince yapılı, açık renk tenli olmak, sigara, alkol kullanımı, aşırı kafein alımı, diyetle düşük kalsiyum almak, D vitamini eksikliği, uzun süre kortizon kullanmak, tiroid hastalığı olması ve düşme eğilimi bulunması diğer risk faktörleri arasında sayılabilir. Genetik faktörlerin kemik mineral yoğunluğuna %50-80 oranında etkili olduğu düşünülüyor.
Osteoporozda klinik belirtilerin veya komplikasyonların gelişiminden önce uzun süren sessiz bir dönem izlenir. Tesadüfen veya taramalar sırasında kemik dansitometrisi yapılırsa saptanabilir. Klinik yakınma ve bulgular sırt ağrısı, boy kısalması, omurgada şekil bozuklukları ve kırıklardır. Ağrı sıklıkla hareketle ve ağırlık kaldırmakla belirginleşir. Kemikler basınca karşı duyarlıdır. Ağrı genellikle postür bozukluğu, bağlarda gerilme veya kronik vertebra kırıkları nedeniyle ortaya çıkar. Kırıklar en sık olarak sırt ve bel bölgesinin birleşiminde görülür. Çökme kırıkları boy kısalmasına neden olur. Önkol kırıkları genellikle öne doğru düşme sırasında korunma mekanizması ile kolların öne uzatılması ile oluşur. 40-65 yaş arasında daha sıktır, 65 yaşından sonra ise kalça kırıkları sıklığı artar.
Düşme olasılığını arttıran kişiye özel faktörler arasında genel düşkünlük, kas kuvvetinde azalma, anormal yürüyüş paterni, görme bozukluğu, azalmış reaksiyon zamanı, çok sayıda ilaç kullanımı, alkol alımı sayılabilir. Çevresel faktörler ise kaygan ve ıslak zemin, kötü hava koşulları, yetersiz aydınlatma, alışılmamış merdiven, yer döşemeleri, yerde takılacak kordon, halı vs bulunması gibi nedenlerdir.
Menopoz sonrası tüm kadınların ve yaşlı erkeklerin OP risk faktörleri açısından değerlendirilmesi öneriliyor. Yaş 65’den fazla ise, omurgada çökme kırığı varsa, 40 yaştan sonra kırık olmuşsa, ailede osteoporotik kırık öyküsü özellikle annede kalça kırığı varsa, 3 aydan uzun süreli kortizon tedavisi almışsa, düşme eğilimi fazla ise, radyolojik olarak kemik kaybı görülüyor ise, 45 yaşından önce menopoza girmişse, barsaklarda emilim bozukluğu varsa, hormonal sorunlar varsa hasta incelenmelidir. Kan tetkikleri genellikle normal sınırlar içerisindedir. Direkt röntgen osteoporoz tanısı için yeterli değildir, ancak omurgalarda çökme kırığı varlığını belirmek için en iyi yöntemdir. Birden fazla risk faktörü olanlarda kemik mineral yoğunluğu ölçülmelidir. Bu son derece basit ve hızlı bir yöntemdir ve kırık riski konusunda önemli bilgiler verir. Dual enerji x-ray absorbsiometri (DXA), en sık kullanılan tekniktir, kısa sürede uygulanır (2-5 dk). Lomber bölge, femur, önkol veya tüm vücut ölçülebilir. Radyasyon dozu düşüktür.
Tedavide birinci basamak korunma olmalıdır. Yeterli ve dengeli beslenme, yeterli kalsiyum ve D vitamini, düzenli egzersiz ve düşmelerin önlenmesi koruma programının bileşenleridir. Süt ürünleri ve yeşil sebzeler kalsiyumdan zengin besinlerdir. Kalsiyum çocukluk ve adolesan dönemde iskeletin normal gelişimi, doruk kemik kütlesinin yüksek düzeye ulaşması, erişkin yaşta kemik kütlesinin korunması için gereklidir. Diyetle yeterince kalsiyum alınamadığında kalsiyum desteği verilmelidir. D vitamini ile birlikte verilmesi etkinliği arttırır. D vitaminin deri yolu ile sentezlenmesi için güneş ışığına gereksinim vardır. Günde 10-15 dakika günışığında dolaşmak dahi bunun için yeterlidir. D vitamini desteği egzersiz ile birlikte uygulandığında adale kuvvetleri, yürüme hızı ve dengeyi arttırır, düşme riskini azaltır. Eser elementlerden magnezyum, çinko ve bakır, ayrıca askorbik asitin kemik yapılanmasında önemli rolleri vardır ve osteoporotik hastalarda bu maddelerin eksikliğinin saptanmıştır. Çok yönlü, bilinçli ve yeterli beslenmenin önemi unutulmamalıdır.
OP tedavisinde önerilen egzersizler yük bindiren aerobik egzersizlerdir. Haftada 3 gün 45 dakika yürüme genellikle yeterlidir. Koşu veya tenis yine önerilen sporlar arasındadır. Germe, denge ve kuvvetlendirme egzersizleri önerilir. Germe egzersizleri eklemlerin fleksibilitesini sağlayarak hastayı düşme ve yaralanmadan korur. Denge egzersizleri yaşlılarda düşmeyi önler. Kuvvetlendirme egzersizleri elde taşınabilen ağırlıklar, ayakta manşonlar ile yapılır. Gevşeme, solunum ve postür eğitimi planlanmalıdır. Yüzmenin kemikler üzerine belirgin etkisi yoktur. Osteoporozu olanlarda egzersiz programı gözetim altında uygulanmalıdır ve özellikle öne eğilerek yapılan egzersizlerden kaçınmalıdır.
OP varlığında kırıkları önlemek ana amaçtır. Kırık varlığında ise tedavi hedefleri hastanın ağrı ve sıkıntısını azaltarak fonksiyonlarını düzeltmek, yaşam kalitesini arttırmak olmalıdır. Osteoporozun gelişmesinde kemik yapım-yıkım arasındaki dengenin bozulması nedendir. Yıkım yapımın önüne geçmiştir. Tedavide kullanılan ilaçlar da ya yıkımı azaltmaya ya da yapımı arttırmaya yönelik ilaçlardır. Osteoporozun tanı ve tedavisinde sıklıkla kemik mineral yoğunluğu temel alınsa da bir hastada tedaviye karar verirken hastanın yaşı, risk faktörlerinin varlığı, tedavinin risk/yarar profili gibi faktörler de göz önünde tutulması gerekir. Kemik mineral yoğunluğu normal olan kadınlarda tedavi gerekli değildir. Kemik mineral yoğunluğu düşük kadınlarda kemik kaybı nedenleri değerlendirilmeli ve önleme programı planlanmalıdır. Kırık öyküsü olan kadınlarda skorlar ne olursa olsun tedaviye gerek vardır. Kemik mineral yoğunluğu osteoporoz sınırının altında ise tedaviye yaş ve diğer risk faktörlerine göre karar verilir.