Haziran ayını Skolyoz Farkındalık Ayı olarak lanse eden Acıbadem Sağlık Grubu, tüm ay boyunca çeşitli sağlık söyleşileri düzenleyerek bu konudaki farkmdalığı arttırmaya çalışıyor. îlki 1 Haziran 2013 tarihinde İstanbul´da yapılan Skolyoz Farkmdalık Ayı etkinliklerinin ikincisi, 15 Haziran 2013 Cumartesi günü, İzmir Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi´nde gerçekleştirildi.
´Nedenleri, Tedavi Yöntemleri üe Skolyoz´ konulu, halka açık sağlık söyleşiye Acıbadem Sağlık Grubu´ndan uzmanlar katıldı.Çok sayıda izleyicinin katıldığı söyleşide uzmanlar, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen skolyoz ve kifoz ile ilgili detaylı bilgiler aktardılar. Omurgada farklı eğriliklerle kendini belli eden skolyoz ve kifozun yeterince bilinmemesi nedeniyle sorun ilerledikten sonra uzmanlara başvurulduğuna dikkat çektiler. Skolyoz ve kifozun erken teşhis edilmesinde ailelerin büyük rolü olduğunu belirten uzmanlar, özellikle çocukların ergenlik döneminde omurga eğrilikleri açısından takip edilmesi gerektiğini vurguladılar.
Omurganın yana eğriliği olarak tanımlanan oluşturan skolyoz, sadece estetik bir sorun değil. Genellikle kız çocuklarında görülen skolyoz kontrol edilmeyip ilerlerse akciğer ve kalp problemlerine, hatta erken yaşta ölüme neden olabiliyor. Aynı şekilde Kifoz da (kamburluk) aşın boyutlara ulaştığında sırt ve bel ağrılarına, organlarda yeti kaybına, akciğer fonksiyon bozukluğuna ve omurilik basısma yol açabiliyor. Bu yüzden her 2 hastalıkta erken tam ve tedavi yaşamsal önem taşıyor.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Reyhan Çeüker, toplantıda yaptığı konuşmasında, karşımızdaki insanlara verdiğimiz ilk izlenimde en önemli belirleyici etken olan duruşun nasıl olması gerektiğini şöyle anlattı: "İyi bir postür (duruş) doğal olmalı, yorgunluğa ve ağııya yol açmamak, minimal efor ile dengede ve estetik olmalı. Kaslar, kemikler, bağlar ve sinir sistemi iyi bir postür için hep beraber çalışmak." Prof. Dr. Reyhan Çeliker, omurga sağlığımızı korumanın bilinci yolunun iyi bir duruşa sahip olmaktan geçtiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Postürde sorun varsa düzenli egzersiz ile kasları güçlendirmek, çalışma ortamında ergonomik koşulları düzenlemek, yatarken ve dinlenirken omurgayı koruyacak önlemler almak gerekiyor. Her yaşta postürü düzeltmek mümkün. Ancak ideali, büyüme çağındaki çocuklarda duruşun değerlendirilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması. Germe ve güçlendirme egzersizlerinin yam sıra yüzme, pilates ve yoga gibi sporların duruş üzerine olumlu etkileri oluyor."
Prof. Dr. Ahmet Alanay, omurgaya yerleştirilen özel çubukların ameliyat yeri, yani omurga tekrar açılmadan, dışarıdan yaratılan bü´ manyetik alan aracılığıyla kontrollü olarak uzatılabildiğine dikkat çekerek, yöntemin avantajlarım şöyle sıraladı: "Böylelikle tekrarlayan ameliyatlara gerek kalmıyor. Üstelik uzatma işlemleri anesteziye ihtiyaç duyulmadan poliklinik şartlarında yapılabiliyor." Manyetik Çubuk yöntemi sağladığı bu önemli avantajı nedeniyle özellikle büyüme çağındaki çocuklarda tercih ediliyor. Ergenlik dönemi Skolyozlan´nda da korse yerine geçebilecek bir tedavi yöntemi olabileceği düşünülüyor."
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alana/da omurga deformitesi ve üç boyutlu şekil bozukluğu olan skolyozun gelişme çağındaki çocuklarda ilerleme riski nedeniyle erken tanının büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Prof. Dr. Ahmet Alanay, en sık ergenlik çağında ve daha çok kız çocuklarında görülen skolyozun sadece estetik bü^ deformite olmadığı, kontrol edilemeyip ilerlediği zaman akciğer ve kalp problemlerine, ciddi yeti kayıplarına, hatta erken yasta ölüme neden olabileceği uyarısında bulundu. Aynı şekilde kifozun da (kamburluk) aşırı boyutlara ulaştığında sırt ve bel ağrılarına, organlarda yeti kaybma, akciğer fonksiyon bozukluğuna ve omurilik basısma yol açabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Alanay, "Ergenlik döneminde ortaya çıkan skolyoz ve aşın kifozun sebebi bilinmiyor, ancak genetik geçişli olabileceği düşünülüyor. Bu nedenle her iki hastalığın ortaya çıkması önlenemese de, erken teşhisle ilerlemeleri mutlaka engellenmeli" dedi.
Prof. Dr. Ahmet Alanay, hafif şiddette olan eğriliklerde ameliyata ihtiyaç duyulmadığım belirterek hangi yöntemlerin uygulandığını şöyle anlattı. "Fizik tedavi, egzersiz ve korse tedavileri hafif şiddette olan eğrilikleri kontrol etmek veya ilerlemesini önlemek için uygulanıyor. Bu yöntemler doğru hasta seçimi ve düzenli uygulamayla eğriliği durdurmada başarılı olabiliyor"
Prof. Dr. Ahmet Alanay, eğriliğin ilerlemesinin durdurulması ve düzeltilmesi için uygulanan standart tedavinin "cerrahi füzyon" işlemi olduğunu belirterek yöntem hakkında şu bilgileri verdi: "Bu işlemde eğriliğe katılan omurlar implantlarla tutulup düzeltiliyor ve daha sonra buraya eklenen kemikler ile bü´birine kaynaması sağlanıyor. Füzyon ameliyatı uygulanan bölgede omurga hareketliliğini yok etmekle beraber Skolyoz hastalarında önemli yeti kaybma neden olmuyor". Prof. Dr. Ahmet Alanay günümüzde omurgadaki hareketi yok etmeden eğriliği kontrol edebilecek yöntemler üzerinde yoğunlaşıldığını belüterek, "Halen uzun dönem sonuçlan ortaya konmamış füzyonsuz tedavi yöntemleri deneme aşamasmda kullanılmaya başlandı ve bunlar ümit vaat ediyor" dedi.
